Reklamların Çocuklar Üzerindeki Etkileri

reklamlarin-cocuklar-uzerindeki-etkileri

Reklam çağımızın en aktif iletişim süreçlerinden biridir. Her geçen gün daha da çeşitlenen ve tüketici ile karşılaşma sıklığı artan bu uygulamalar günlük hayatın bir parçası haline gelmiştir. Kullandığı iletişim kanallarının geniş kitlelere ulaşma yeteneği ile doğru orantılı olarak reklamın toplum üzerindeki etkililiği ve dolayısıyla yönlendirme gücü önemli derecede artmıştır. Reklamların özellikle çocuklar üzerindeki etkileri göz ardı edilmektedir.

Çocukluk dönemi çocukların dış uyaranlara açık olduğu, gelen bütün bilgileri zihnine yerleştirmeye açık olduğu bir dönemdir.

Çocuklar gelişim dönemlerinde en çok model alma ile öğrenirler, ilk model aldığı kişiler ebeveynlerdir, ebeveynler dışında da televizyonda gördüğü karakterlerde çocuk için rol modeli oluşturmaktadır. Televizyonun yoğun olarak çocuğun hayatında olması sebebi ile çocuklar izledikleri çizgi filmlerin, programların arasında reklamlara yoğun bir şekilde maruz kalmaktadırlar.

Reklamların içeriklerine bakıldığında Çocuklara yöneltilen reklamların çoğu gıda maddelerine ait reklamlardır. Araştırmalar özellikle 8 yaş ve altındaki çocukların en çok bu reklamları sevdiklerini ortaya koymuştur. (Akan, 1995: 21). Yapılan bir araştırmaya göre, Amerika yiyecek sanayisinin çocuk ürünlerine yönelmesi ve çocuklara yönelik reklamların bazı çizgi film kahramanlarıyla birlikte desteklenmesi, çocukların zihinlerinde farklı imajlar oluşturabilmektedir. Çocukların zihninde oluşan imajı destekleyemeyen çok sayıdaki ürünün ise çocukların geleceklerine yön verecek sosyal ve psikolojik yapılarını olumsuz etkileyeceği açıktır. Diğer yandan, çizgi film kahramanlarının gerçekleştirebildiği bazı insanüstü davranışların da satın alınan ürünlerle elde edilememesi, çocukların hayal dünyalarını alt üst edebilmekte ve olumsuz davranışlar sergilemelerine yol açmaktadırlar. Reklamların bazı ürünlerin faydalarını abartılı biçimde anlatabilirliği ile ilgili kapsamlı pazarlama çalışmaları vardır ve çocuklara yönelik televizyon programları esnasında reklamcılar oldukça baskındır. Son yıllarda, çocuk-reklam ilişkisi üzerine yapılan reklamların pek çoğu, özellikle televizyonda yayınlanan reklamlar, çocukların sosyalleşme sürelerini konu almaktadır. Bu yoğunlaşmanın sebebi, günümüzde bir çocuğun ortalama okuma ya da oyuna ayırdığı zamandan fazlasını televizyon karşısında geçiriyor olmalarıdır (Doğan, 2003: 104).

Reklamlarda yer alan sloganların, mesajların altında mutlu hayatlar vaat edilmekte ve bu hayata ulaşmanın tek yolunun o ürüne sahip olmaktan geçtiği ifade edilmektedir. Çoğu kez yetişkin bireyleri bile etkileyen bu mesajlar, henüz toplumsallaşma ve yetişkin birey olma yolundaki çocuğu daha fazla etkilemektedir. Dolayısıyla çocuk çalışmak, başarılı olmak, erdemli olmak gibi insani boyuttaki pek çok değer yargısının yerine salt tüketerek mutlu olunacağı yolundaki düşünceye inandırılmaktadır.  

Çocuğun nesnelerle olan ilişkisi öyle bir biçimde örgütlenmektedir ki, bu ilişki çocuğun hem kendi kimliği ve değer yargıları üzerinde olumsuz etkiler yaratmakta, hem de buna paralel olarak çevresindeki insanlarla olan ilişkilerini de bu nesne-insan ilişkileri örüntüsü çerçevesinde görmekte ve değerlendirmektedir. Çünkü o nesnenin satılması uğruna reklamlarda pek çok değer kullanılmaktadır. Kullanılan bu değerler çerçevesinde iletilen mesajlar kanalıyla da pek çok kimlik, ilişki ve değer yargıları ters yüz olmaktadır.

Ayrıca hepimizin de bildiğimiz ve tanık olduğumuz gibi, reklamlar, kısa süreli ve hareketli oldukları için çocukları pek çok programdan daha çok cezbetmekte ve dakikalarca gözlerini ayırmadan reklamların sonuna dek izlemektedirler. Bu durumda çocukların dikkat süresini kısaltmakta, dikkat problemlerine yol açabilmektedir. Yine özellikle reklamlar aracılığıyla mutluluğun tek yolunun çok nesneye sahip olmak ya da çok tüketmek olduğu aktarılır bizlere. “İnsanlar ne kadar çok şeyi olursa o kadar çok mutlu olacağını sanır.” (Fromm,1991;18).  

Yukarda da bahsedildiği gibi reklamlar basit görünen ama çocukların gelişimine etkileyen önemli noktalardan biridir. Bu sebeple çocuk reklamlarını  hazırlarken çocukların gelişim dönemlerini bilmek, buna uygun reklamları yayına koymak önem arz etmektedir.

Uzm. Psikolog Vesile Çetin Kazak

KAYNAKÇA

1-Yusuf karaca, Asuman Pekyaman, Hatice Güney: Ebeveynlerin televizyon reklam içeriklerinin çocuklar üzerindeki etkilerini etik açıdan algılamalarına yönelik bir çalışma Sosyal Bilimler Dergisi / Cilt: IX, Sayı: 2, Aralık 2007.

2-Doç.Dr.Oya Tokgöz, Televizyon reklamları ve çocuklar.

3-Yrd.Doç.Dr.Huriye Kuruoğlu,E.Ü İletişim Fakültesi; Televizyonun çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri

Facebook
Twitter
LinkedIn
Pinterest

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir